Ehl-i Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı(EHDAV) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yeral, “Hakk-u Teâlâ’nın, kainatı ve alemleri Hz.Muhammed(s.a.a)’in yüzü suyu hürmetine yarattığını söyledi.EHDAV binasında düzenlenen “4.Farklı Açıdan Hz. Muhammed (s.a.a)” konferansında konuşan Yeral, “Emevi ve Abbasi patentli bazı kaynaklar, birilerini ön plana çıkartıp değere bindirmek uğruna maalesef Kâinat Efendisi canım Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a)’in mübârek şahsiyetiyle asla bağdaşmayan ifade ve sözde rivayetlerle doludur” dedi.
“Allah’ın yarattığı ilk kutsal nur, mübârek teşrifiyle 12 Rabiulevvel 571 yılında, dünyayı nura boğan ve alemlere rahmet olarak gönderilen Sultan-ı Enbiyâ Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a)’in kutlu hayatına, farklı bir açıdan ve alışılmışın dışında bakmaya çalışacağız” diyen Yeral, şöyle konuştu:“Bize ulaşan bir çok rivayet; Arş-ı A’la, yerlerle göklerin genişliğindeki Mevlanın Azamet Kürsüsü, Levh-i Mahfuz, Kudret Kalemi, Enbiyâ ile Melekler, Cennet – Cehennem, güneş ve yıldızlar, su ve kısaca tüm varlıklardan 4 bin yıl önce, Hz. Muhammed (s.a.a)’in peygamber olarak var olduğunu bize bildiriyor. Evet Muhammedi nur, her şeyden evvel var idi ve Hakk-u Teâlâ yukarıda saydığımız varlıkların tamamını, Peygamberimizin nurlu ışıltısından ve Onun yüzü suyu hürmetine yaratıyor ve: “Habibim! İzzet ve celâlime yemin olsun ki, sen olmasaydın kâinatı ve âlemleri yaratmazdım. Seni seveni ben de sevecek, sana düşman olana ben de düşman olacağım” buyuruyor. Nasıl olmasın ki O Muhammedi nur, Miraç gecesinde en büyük melek olan Hz. Cebrail’in bile çıkamayacağı yüceliğe çıkmış, Sidre-i Münteha’da Yüce Allah’ın huzuruna varmış ve Onunla vasıtasız bir şekilde konuşmuştur. Hz. Âdem (a.s) yasaklanan ağaçtan yediğinde, Peygamber ve Ehl-i Beytinin hakk-u hürmeti için, Allah’a yalvardı diye Mevla Onun tövbesini kabul buyurdu (Bakara: 37). Peygamberlerin tamamı, O en büyük peygamberin ümmetinden olmak için daima Allah’a yalvarıp yakardılar mı? Bütün varlık âlemi Onun nurundan yaratıldığı için, güneş ve ay ışığında bile Onun gölgesi asla oluşmazdı. Çünkü Onun nuru en büyük nur ve nurların nurudur! İşte biz, böyle bir Muhammedi nurun, anne rahimlerine sığamayacak kadar mukaddes ve yüce olduğuna inanıyoruz.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder