ALAİDDİN TAŞ...Referandum için yazdı...
Eski İGD Genel Sekreteri
Eski TBKP(Türkiye Birleşik Komünist Partisi) MYK Üyesi
ALAİDDİN TAŞ
Eski İGD Genel Sekreteri
Eski TBKP(Türkiye Birleşik Komünist Partisi) MYK Üyesi
İlk disiplin cezasını Arapça konuştuğum için orta okul döneminde almıştım. Devrimci-ilerici gençliğin sesi dergiyi dağıtırken lise de başıma gelenlerin tüm yaşamıma yön vereceğini bilemezdim.İlk gözaltı,dayak ve işkence görme şerefine nail olmuştum 16 yaşında.Ve sonra 12 Mart 1970 darbesinde yüzlerce yurtseverle birlikte beni de aldılar.Böylece askeri barakaları,baskıları ve askeri rejimi içerde tanımaya başlamıştım.
O zamanlar benim için bir rüya ve mücadelenin şehri olan İSTANBUL'a yol almıştım, beni yanlışlıkla salıp tekrar tutuklamak için aramaya başladıklarında.
İşsizlik, açlık ve yakalanmamak için saklanmak vardı bu şehir de.
Darbecilere karşı değişim isteyen güçler ve yaratılan nispi demokratik ortamda soluklanmıştık 1973'te ve giderek hız almıştı Türkiye sathında Özgürlük,barış ve Demokrasi kavgamız.
Bir yandan askeri vesayet ,bir yandan polis devleti,öte yandan faşist ve paramiliter saldırılar azgınca sürüp gidiyordu..Bunlar yetmedi.KONTR-GERİLLA pervasızca faili meçhullere imza atmaya başlamıştı.Demokrasi,Özgürlük istemek büyük bir suç sayılıyordu.Düşünmek,konuşmak,genç olmak,ve hatta üniversiteli olmak bile suç sayılıyordu o dönemde.
Ne var ki tüm baskılar,öldürmeler,işkenceler bu mücadeleyi durduramadı.Hiç bir şey boşuna yapılmadı.Yanlışı,doğrusu,üzüntüsü ve sevinciyle dolu zorlu yıllar yaşandı.Evet her şeyin bir bedeli olmalıydı.Bu bedeli yurtsever insanlar fazlasıyla ödedi.Türkü,Kürdü,Arabı ,Alevisi ,Sünnisi ,Hristiyanı birlikte ödedik.Lakin halka mal olan,yığınsallaşan özgürlük ve Demokrasi hareketi 12 Eylül 1980'de askeri faşist diktatörlük tarafından acımasız bir saldırıya uğradı.Anayasa rafa kaldırıldı.Partiler kapatıldı.Sivil hayat boğuldu.İdamlar,faili meçhuller,işkenceler,sürgünler,fişlemeler,insanlık dışı uygulamalar ve keyfilik hat safhaya vardırıldı.
Özgürlük direnişinin sembolü DİYARBAKIR zindanın da ilericiler, kürtler korkunç işkencelere maruz kaldılar ve yakıldılar.Eli kanlı darbeciler bunlarla da yetinmediler.Yeni bir darbe Anayasası hazırladılar 1982'de.Bununla ila-nihayet iktidarda kalmayı amaçladılar.Darbecilerin bu utanç Anayasası ile 29 yıldır yaşıyoruz.İnsanlık suçu işleyen eli kanlı darbecilerin yasalarıyla yaşamayı sindiremezdim,sindiremem.Barış,özgürlük,demokrasi mücadelesini,küresel değişimi bilgi çağında ertelemek olamazdı olmamalı.Militarizme yargı ve bürokratik vesayet rejimine seyirci kalmazdım kalamam.
Evet halkımız Türkü,Kürdü,Arabı, özgürce eşit vatandaşlık hakkına sahip olmalıdır.
Yeter artık;Darbeler,sıkı yönetimler,tehdit meyilleri,muhtıralar dönemi bitmelidir bitirmeliyiz.
Çağdaş,Demokratik, özgürlükçü ve hukukun üstünlüğünü güvence altına alacak sivil bir anayasa istemeliyiz.Acı ve gözyaşının son bulacağı,faili meçhullerin olmadığı,şiddetin değil barışın konuşulduğu bir Türkiye için yetmez ama EVET diyorum
Eski İGD Genel Sekreteri
Eski TBKP(Türkiye Birleşik Komünist Partisi) MYK Üyesi
ALAİDDİN TAŞ
Eski İGD Genel Sekreteri
Eski TBKP(Türkiye Birleşik Komünist Partisi) MYK Üyesi
İlk disiplin cezasını Arapça konuştuğum için orta okul döneminde almıştım. Devrimci-ilerici gençliğin sesi dergiyi dağıtırken lise de başıma gelenlerin tüm yaşamıma yön vereceğini bilemezdim.İlk gözaltı,dayak ve işkence görme şerefine nail olmuştum 16 yaşında.Ve sonra 12 Mart 1970 darbesinde yüzlerce yurtseverle birlikte beni de aldılar.Böylece askeri barakaları,baskıları ve askeri rejimi içerde tanımaya başlamıştım.
O zamanlar benim için bir rüya ve mücadelenin şehri olan İSTANBUL'a yol almıştım, beni yanlışlıkla salıp tekrar tutuklamak için aramaya başladıklarında.
İşsizlik, açlık ve yakalanmamak için saklanmak vardı bu şehir de.
Darbecilere karşı değişim isteyen güçler ve yaratılan nispi demokratik ortamda soluklanmıştık 1973'te ve giderek hız almıştı Türkiye sathında Özgürlük,barış ve Demokrasi kavgamız.
Bir yandan askeri vesayet ,bir yandan polis devleti,öte yandan faşist ve paramiliter saldırılar azgınca sürüp gidiyordu..Bunlar yetmedi.KONTR-GERİLLA pervasızca faili meçhullere imza atmaya başlamıştı.Demokrasi,Özgürlük istemek büyük bir suç sayılıyordu.Düşünmek,konuşmak,genç olmak,ve hatta üniversiteli olmak bile suç sayılıyordu o dönemde.
Ne var ki tüm baskılar,öldürmeler,işkenceler bu mücadeleyi durduramadı.Hiç bir şey boşuna yapılmadı.Yanlışı,doğrusu,üzüntüsü ve sevinciyle dolu zorlu yıllar yaşandı.Evet her şeyin bir bedeli olmalıydı.Bu bedeli yurtsever insanlar fazlasıyla ödedi.Türkü,Kürdü,Arabı ,Alevisi ,Sünnisi ,Hristiyanı birlikte ödedik.Lakin halka mal olan,yığınsallaşan özgürlük ve Demokrasi hareketi 12 Eylül 1980'de askeri faşist diktatörlük tarafından acımasız bir saldırıya uğradı.Anayasa rafa kaldırıldı.Partiler kapatıldı.Sivil hayat boğuldu.İdamlar,faili meçhuller,işkenceler,sürgünler,fişlemeler,insanlık dışı uygulamalar ve keyfilik hat safhaya vardırıldı.
Özgürlük direnişinin sembolü DİYARBAKIR zindanın da ilericiler, kürtler korkunç işkencelere maruz kaldılar ve yakıldılar.Eli kanlı darbeciler bunlarla da yetinmediler.Yeni bir darbe Anayasası hazırladılar 1982'de.Bununla ila-nihayet iktidarda kalmayı amaçladılar.Darbecilerin bu utanç Anayasası ile 29 yıldır yaşıyoruz.İnsanlık suçu işleyen eli kanlı darbecilerin yasalarıyla yaşamayı sindiremezdim,sindiremem.Barış,özgürlük,demokrasi mücadelesini,küresel değişimi bilgi çağında ertelemek olamazdı olmamalı.Militarizme yargı ve bürokratik vesayet rejimine seyirci kalmazdım kalamam.
Evet halkımız Türkü,Kürdü,Arabı, özgürce eşit vatandaşlık hakkına sahip olmalıdır.
Yeter artık;Darbeler,sıkı yönetimler,tehdit meyilleri,muhtıralar dönemi bitmelidir bitirmeliyiz.
Çağdaş,Demokratik, özgürlükçü ve hukukun üstünlüğünü güvence altına alacak sivil bir anayasa istemeliyiz.Acı ve gözyaşının son bulacağı,faili meçhullerin olmadığı,şiddetin değil barışın konuşulduğu bir Türkiye için yetmez ama EVET diyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder